SURİYE

Zamansız Topraklar

Ürdün

Büyüleyici Vaha

LÜBNAN

Akdeniz Mücevheri

UMMAN

Arap Cenneti

Şam’ın Kalıcı Tahkimatları: Bir Dayanıklılık ve Mimari Hüner Mirası.

Şam’ın Kalıcı Tahkimatı:

Suriye’nin kadim başkenti Şam, uzun zamandır bir direnç ve mimari ihtişam şehri olarak bilinmektedir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan eski şehir, dar sokaklardan oluşan karmaşık ağı, hareketli pazarları ve görkemli tarihi anıtlarıyla yüzyılların tarihine tanıklık etmektedir. Bu mimari hazineler arasında, şehrin antik surları, kalıcı gücünün ve stratejik öneminin bir kanıtı olarak duruyor.

Bir zamanlar kapsamlı bir duvar, kule ve kapı sisteminden oluşan bu surlar, Şam’ın işgalcilerden korunmasında ve sakinlerinin güvenliğinin sağlanmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Roma döneminden kalma orijinal savunmaların büyük bir kısmı Şam’ın dokusuna dahil edilmiş olsa da, önemli bir kısmı bozulmadan kalmıştır ve şehrin zengin askeri tarihine ve mimari yaratıcılığına bir bakış sunmaktadır.

Bab Sharqi: Güneşin Kapısı.

Eski şehrin doğu kapısı Bab Sharqi, Roma mimari hünerinin dikkate değer bir örneği olarak durmaktadır. Roma döneminde “Güneş Kapısı” olarak bilinen kapı, tekerlekli arabalar için büyük bir orta geçit ve yayalar için iki küçük yan geçit ile üç kemerli bir girişe sahiptir. Bu tasarım, kapının şehre ana giriş noktası olarak stratejik önemini yansıtmaktadır.

Bab Sharqi’nin kökenleri birinci yüzyıla, İmparator Augustus dönemine kadar uzanmaktadır. Ancak, ikinci yüzyılın sonlarında veya üçüncü yüzyılın başlarında Roma imparatorları Septimius Severus veya Caracalla döneminde önemli bir yeniden yapılanma geçirmiştir. Bu yeniden yapılanma, kentin büyük bir ticaret ve kültür merkezi olarak artan önemini yansıtmaktadır.

Kapı, 635 yılında Halid İbnü’l-Velid önderliğindeki Arap güçlerinin Bab Şerki’den Şam’a girerek kent için yeni bir dönemin başlangıcına işaret etmesiyle tarihte çok önemli bir ana tanıklık etmiştir. On ikinci yüzyılda Nureddin döneminde eklenen bir minare, İslami unsurları mevcut Roma yapısıyla harmanlayarak kapının mimari önemini daha da artırmıştır.

Bab Touma: Aziz Thomas’ın Kapısı.

Eski Şam şehrinin kuzeydoğu kesiminde yer alan ve Aziz Thomas’ın adını taşıyan Bab Touma, şehrin canlı Hıristiyan mahallesine açılan bir kapı görevi görmektedir. Bu kapı, hem yerel halk hem de ziyaretçiler için popüler bir buluşma yeri haline gelmiştir ve bir topluluk ve kültürel alışveriş merkezi olarak sembolik önemini yansıtmaktadır.

Kapının kendisi büyük ölçüde 1227 yılında Eyyubiler tarafından yeniden inşa edilmiş olsa da, kökenleri Roma dönemine kadar uzanmaktadır. Memlük valisi Tankiz döneminde 1333-1334 yıllarında daha fazla restorasyon çalışması yapılarak kapının kullanımına ve korunmasına devam edilmesi sağlanmıştır.

Bab al-Salam: Eyyubilerin Yeniden İnşasının Mirası.

Bab Touma’nın birkaç yüz metre batısında yer alan Bab al-Salam, eski şehrin en iyi korunmuş kapılarından biri olarak durmaktadır. Kapının üzerindeki Arapça bir yazıt, 1243 yılındaki yeniden inşasını, muhtemelen 1171-1172 yıllarında Nur al-Din döneminde yapılan daha önceki çalışmaların üzerine inşa eden Eyyubi hükümdarı al-Saleh İsmail’e atfetmektedir.

Kapının sivri kemerli ve karmaşık dekoratif unsurlar içeren tasarımı, Eyyubiler döneminde yaygın olan mimari tarzı yansıtmaktadır. Şehrin ana caddesi üzerindeki stratejik konumu, Şam’ın kalbine erişimi kontrol etmedeki önemini vurgulamaktadır.

Bab al-Faradis: Eyyubi Tahkimatının Bir Kalıntısı.

Al-Seida Raqiyeh Camii yakınındaki küçük bir kapalı çarşının içinde yer alan Bab al-Faradis, Eyyubiler döneminde şehrin surlarının yeniden inşasına bir bakış sunuyor. Tarihi 1132-1142 yıllarına kadar uzanan orijinal çift kapının yalnızca dış kapısı ayakta kalmış olup, şehrin ortaçağ geçmişiyle somut bir bağlantı sağlamaktadır.

Kapının hareketli bir pazarın içindeki konumu, kent sakinlerinin günlük yaşamına entegrasyonunu yansıtmaktadır. Kapının varlığı, Şam’ın kentsel peyzajının şekillenmesinde güvenlik ve savunmanın önemini hatırlatmaktadır.

Bab al-Faraj: Nur al-Din’in Mimari Mirası.

Daha batıda, Şam Kalesi’nin yakınında, Nureddin döneminde inşa edilmiş bir kapı olan Bab al-Faraj yer almaktadır. Bu bölgede daha eski bir Roma kapısının bulunmaması, bu girişin on ikinci yüzyıldaki stratejik önemini vurgulamaktadır.

Kapının siyah ve beyaz taşlardan oluşan alternatif bantlar içeren tasarımı, diğer kapıların Roma etkisindeki mimarisiyle tezat oluşturarak tamamen Arap kökenlerini yansıtmaktadır. Bu stilistik seçim, dönemin gelişen mimari eğilimlerinin altını çizmektedir.

Bab al-Jabiyeh: Roma ve İslam Etkilerinin Bir Karışımı.

Eski şehrin batı ucunda yer alan Bab al-Jabiyeh, bir tekstil pazarının içine gizlenmiştir. Bu kapının alt temellerinde Roma blokları bulunmaktadır, ancak çoğunlukla Nur al-Din döneminde 1164 yılında yeniden inşa edilmiştir. Daha sonraki çalışmalar 1227 yılında Eyyubiler döneminde gerçekleştirilmiştir.

Kapının konumu, Roma kentinin Bab Sharqi’ye 1,3 kilometre doğuya uzanan ana sütunlu ekseninin batı ucunu işaret ediyordu. Kapının varlığı, kentin Roma mirasını hatırlatırken aynı zamanda İslam egemenliği altında devam eden mimari dönüşümleri de yansıtıyordu.

Bab al-Saghir: Zengin Bir Tarihe Sahip Mütevazı Bir Kapı

Eski şehrin güney ucunda, zengin bir tarihe sahip mütevazı bir kapı olan Bab al-Saghir yer almaktadır. Aslen Roma Mars Kapısı olan bu giriş, 1156 yılında Nureddin döneminde yeniden inşa edilmiş ve daha sonra Eyyubiler döneminde yeniden inşa edilmiştir.

Kapının temellerinde Roma dönemine ait büyük taş bloklar görülmekte ve kentin antik geçmişiyle somut bir bağ kurulmaktadır. Kapının üzerine küçük bir minare eklenmesi, İslami mimari unsurların mevcut Roma yapısına entegrasyonunu daha da yansıtmaktadır.

Şam: Direnç ve Mimari Hüner Mirası.

Şam’ın surları, kentin kalıcı gücünün ve direncinin bir kanıtıdır. Bir zamanlar kentin savunma sisteminin hayati bir parçası olan bu yapılar, kentin zengin tarihine ve kültürel mirasına bir bakış sunan mimari simgelere dönüştürülmüştür.

Eski kentin dokusuyla bütünleşmeleri, antik yapıların kent sakinlerinin günlük yaşamlarında rol oynamaya devam ettiği geçmiş ve bugün arasında süregelen diyaloğu yansıtmaktadır. Bu surların korunması, gelecek nesillerin yüzyıllar boyunca Şam’ın mimari hünerlerini ve stratejik önemini takdir edebilmelerini sağlamaktadır.

Hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz:
Üste Kaydır